7/20/23

Körfez Bölgesi Yatırımcıları Zirvesi Kasımda -Yılmaz Parlar

 Körfez Bölgesi Yatırımcıları Zirvesi Kasımda 

Kısa adı UIP olan Uluslararası İşbirliği Platformu (International Cooperation Platform) ile (GCC) Körfez Araştırma Merkezi (The Gulf Research Center) tarafından, Körfez bölge ülkeleri ile Türkiye arasındaki ekonomik işbirliğinin geliştirilmesine yardımcı olmak adına düzenlenecek olan “(GCC) - Türkiye Ekonomik Forumu 2023” 12-13 Kasım 2023 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek.



Körfez Bölgesi yatırımcılarını 12-13 Kasım tarihlerinde İstanbul’da buluşturacak olan zirvenin tanıtım toplantısı 19 temmuz 2023 Çarşamba günü İnterContinental Hotelde yapıldı.

Yönetim Kurul Başkanlığını Cengiz Özgencil’in yaptığı Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) çok başarılı, çok etkin verimli “Boğaziçi  zirveleriyle” birlikte bu Ekonomik Forumuda UİP Olarak Ekonomik açıdan Ülkeye çok değer katacak. 

International Cooperation Platform Kurucusu Cengiz Özgencil ile Körfez Araştırma Merkezi (The Gulf Research Center) Başkanı Dr. Abdulaziz Sager’in ev sahipliğinde gerçekleşecek forum; tarım,  gıda, altyapı, ulaşım, lojistik, turizm, finans, yatırım, sanayi ve enerji alanlarında işbirliği fırsatları ve ortak projelere yönelik ağların kurulacağı nitelikte olacak.

Basın Toplantısında UIP Başkanı Cengiz Özgencil, önce UIP Yönetiminde olan The Gulf Research Center yönetiminde olan Gözde Dizdar, Abdülaziz al Ager, Dr. Abdülaziz Sager, Erşat Hürmüslü, ve Dr. Semir Ferraoğlu’nu tanıtdı.

Türkiye ve körfez ülkeleri  güçlü altyapıları, dünyaya entegre ekonomileri, rekabetçi piyasaları ve girişimci ruhuna sahip iş insanları sayesinde ticaret ve yatırımda çok güçlü bir potansiyeli oluşturacağını inandığımız Forumun tanıtım toplantısında Başkan Cengiz Özgencil Şubat Deprem felaketi hepimizi manevi anlamda çok yıktığını, Kimsenin işine zaman ayıramadığını hatda düşünemediğini daha sonraki seçim ortamı nedeniyle yapmasını planladıklerı bu toplantıya bu tarihe ertelediklerini söyledi.

“Şu anda Dr. Semir Ferraoğlu bizim sağlık grubu icra kurul üyemiz. Erşat Hürmüslü, kuruluşdan beri bu UIP’e çok büyük emeği geçmiş. Hepinizin yakında tanıdığı çok değerli büyüğümüz.

Gözde Dizdar hanım da uzun yıllardır bize icra kurul  üyesi olarak destek veren arkadaşımız. 

Dr. Abdülaziz Sager’in konuşması daha anlamlı. Kendisi hem Körfez Bölgesi'yle ilgili bilgiler verecek hem de Türkiye'ye bakış açısını anlatacak.

Bugünkü ortamda körfez bölgesiyle yaptığımız iş birliği bizim için çok anlamlı. Ve altı aylık üzerinde çalıştığımız müthiş birliğe inanıyorum ki Körfez bölgesinden çok önemli yatırımcıların gelmesiyle Türkiye'deki iş dünyasını bir araya getirecek. Ve bu birliktelik uzun soluklu olacağını düşünüyorum.” dedi




Dr. Abdülaziz Sager, İstanbul'da olmak, sevdiği şehirde olmakdan mutluluk duyduğunu, basın mensupların gelmelerinden müteşekkir olduğunu belirtdi. 

Sager, “Yıllar öncesinden gelen tanınmış firmalarımız var. Daha önce de hem misafir olarak hem de konuşmacı olarak pek çok kez katıldım. Cengiz Bey'in yaptığı etkinliklerine hevesle, ilgiyle çok severek izledim. Türkiye'nin tanıtımı için gerçekten elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Çok iyi gözlemliyorum. Buradayken NATO'nun bir konferansında ne yapalım? 

Türkiye için  gerçekten çok çok önemli bir gündü bizim için ve davetle burada olmak benim için ayrıca büyük bir zevkti. Gerçekten forum çok önemli. Özellikle bilgi paylaşımı, kültür paylaşımı, anlamında. 


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Arap ülkelerini ziyaret ediyor. Çok çok mutluyuz Cumhurbaşkanı'nın ziyaretiyle birlikte onların bir arada olmasıyla beraber doğru yolumuza da hazırız. Doğru yol ilerlemek aynı işte arabasıyla beraber Togg ile geziyor. Bir milyar dolarlık ekonomik gelişim önümüzdeki 2030 yılında yirmi beş milyar dolara çıkması hedeflendiği için çok değerli üzerine geçip yapıldığını gördük. 


Türkiye'den Arap ülkelerine, Arap ülkelerinden Türkiye'ye Körfez Araştırma Merkezi olarak zaten bu etkinliği yaparken gördük ve onunla birlikte ilerlemek istedik. Kullandığımız iki taraf için de önemli olacağına inandığımız konulara odaklanmak istedik

Finans ve bankacılık zaten şu anda halihazırda dört tane körfezden gelen banka aktif olarak Türkiye'de çalışıyor. Endüstri Turizm ve tabii ki turizm sürekliği..Pek çok körfezle insanla karşılaştım. Gerçekten çok güzel bir Türkiye ekonomisinde şu anda bazı sorunlar zor bir dönemden geçse de, zaten geleceği için büyük potansiyel ve hani geleceği için gelişmeye açık. 


Öncelikle çok iyi, önemli bir insan grubu var. Ciddi bir coğrafyaya sahip, doğru çevreye sahip. bilgiye sahip. Kendi iç pazarı yeterince büyük ve tabii ki çevre yani bölgesel önemli bir pazara sahip.


Büyüme için zaten büyük potansiyele sahip. Zor dönemler oldu mu? Her zaman bir yokuş yukarı gitmesi gerekmeyebilir. Zaten bu gibi şeyler düzelmeyle beraber gidecekler diye düşünüyorum. 


Körfez ekonomisi gayet kuvvetlenerek kendine geldi. Üreticisiyle görüştüm ve bu formun amacını anlatmaya çalıştım ama konuştuğumuzda bu forumun yapılmasında bizim bütün desteğinize sahip olduklarını söylediler ve zaten bu kapsamda da etkinlikle birlikte bir görüşme burada gerçekleşti. Ticaret odalarının da bir mesleğe sahibiz. Birkaç zaten dediğimiz şirketler arası şirketlerin yapacağı iş birliktelik ile birlikte zaten arttıracağımız için ticaret odalarında bu etkileşim çok çok önemli. 



Hedef sektörleri üzerinden pek çok analiz ve akademik paylaşımlarda bulunacağız. Fırsatları değerlendirebilmeleri için yatırımcılara bu fırsatları sunacağız..” şeklinde özetledi  


Gerçektende; Küresel krizle birlikte; Körfez Bölgesi'ndeki bankalarda ciddi anlamda likidite ve maliyet artışı yaşandı. Körfez bankalarının fonlaması sermaye piyasalarından gelmekteydi. Sermaye piyasaları çok ciddi çalkanınca bankaların fonlaması da sarsıldı.. 


Ancak, Küresel kriz döneminde yara alan Körfez yatırımcısının Türkiye'ye olan ilgisinin yeniden artmaya başlıyor.

Türkiye'de enerji, alt yapı, gayrimenkul, sağlık ve perakende başta olmak üzere tüketiciye dokunan her sektörün Körfez yatırımcısının ilgisini çektiğini ve bu alanlarında önemli büyüme potansiyeli görüyorlar.

Türkiye pazarına gerek özel sermaye fonları aracılığıyla, gerek satın alma yoluyla giriş yapmak için yeniden fırsat kollamaya başladıkları görülüyor.

yilmazparlar@yahoo.com


7/19/23

Softıto Mezunlarını Verdi-Yılmaz Parlar

 Softıto Mezunlarını Verdi

İş Dünyasına ihtiyaç duyulan 7 ana başlıkda yazılımcı yetiştiren İstanbul Ticaret Odasının destek verdiği SoftITo Yazılım-Bilişim Akademisi, 9 bin 200 başvuru içinde en iyi 146 yazılımcıyı yetiştirdi. Genç dinamik beyinler görkemli bir törenle diplomalarını 18 temmuz 2023 Salı günü İTO binasında aldılar. 



İTO Başkanın Yurt dışı resmi temsilci gezisinde olmasından dolayı gösterilen videoda;  İTO Yönetim Kurul Başkanı Şekib Avdagiç sık sık ziyaret etdiği son derece önemli destek verdiği günümüz gençlerine geleceğin yetkinliklerini kazandırmak amaçlı İTO’nun Yazılım-Bilişim Akademisi SoftITo hakkında “Yeni çağın alfabesi dijitallik, bu alfabenin A’sı da yazılım ve yazılım sektörüne nitelikli beyin gücü kazandırmayı amaçlayan SoftITo Yazılım-Bilişim Akademisi Türk gençlerini yeni çağın aktörleri yapmak” şeklinde sözleriyle önemine vurgu yaptı



Eğitim durumu yaş maddi imkanlar ve benzeri kısıtlara takılmaksızın ön elemeleri sonunda alınan eğitimle elde edilen yetkinlikler ile gençleri iş gücüne katılımayı kolaylaştıran SoftITo Yazılım-Bilişim Akademisi böylelikle yazılım - bilişim ekosistemine güçlü bir insan kaynağı girdisi sağlama ve  ülkemiz yazılım ihracatı stratejisi hedefleri doğrultusunda hizmet vermek misyonu taşımaktadır.


Diploma Töreni açılış konuşmasında İTO Yönetim Kurul üyesi Bilgi Teknolojileri Meslek Komite Başkanı Murat Hazıroğlu İTO Başkanın hitab edeceğini ancak resmi temsilci sıfatıyla yurt dışında oluşundan dolayı iletilmesi istene mesajı üstlendiğini mezunları teker teker tebrik etmek istediğini aktardı.


Hazıroğlu İTO Başkanına şükranlarını sunarak “Gerçekten de bugün İstanbul Ticaret Odası olarak insanımızın hayatına toplanmamıza vesile olan bir eğitim sürecinin daha meyvelerini topladığımız bir gün. Eskilerin tabiriyle sadece kollara değil, zihinlere de altın bir bilezik takmış, yüzleri gülen başarılı mezunlarımızı görmek bizim için en büyük mutluluk hele ki bu eğitimin

Sizlerin hayatlarının yanı sıra İstanbul'umuzun ve ülkemizin gelişimine de katkı sağlayacağını düşünmek bizim mutluluğumuzu artırıyor.” dedi 



Son otuz yıldır teknolojide yaşanan gelişmelerle, yazılım teknolojisi hayatımızın her alanında var olduğunu ve bu alanın günden güne büyümekte olduğunu hatırlatan Hazıroğlu “Yazılım sektörü günümüzde sağladığı katma değer sayesinde pek çok endüstriyle rekabet eder hale gelmiştir. Öyle ki günümüzde dünyanın en değerli yirmi şirketi içinde yedisinin yazılım alanında olması bu gerçeğin somut bir halidir. En güzel örneğidir. Yine son dönemde hepimiz dünya ekonomisinin yazılımla yeniden şekillendiğine şahit olmaktayız. 


Girişimciler yeni bir fikir ve yazılım ile dikkatlerinin üzerlerine çekiyor. Apple, Amazon, Ali Baba, Zoom, gibi örnekleri, günlük hayatımızdan bilir hale geldik. Bu şunu gösteriyor. Yükte hafif havada ağır, kıymetli ürünleri olan yazılım sektörü, dijital dönüşümün lokomotifi konumundadır. Dijital ürün ve hizmetler pazarı küresel dünyada yaklaşık iki trilyon dolar bütçeye yaklaşmıştır. Ülkemizde uzun yıllardır artarak devam eden Teknokent yatırımları, AR-GE İnovasyon Teşvikleri ve Özel Sektör Startup iş birliği ile büyüyen bir girişimcilik sistemine sahiptir. 


Halihazırda İHA'larımız, SİHA'larımız, kızıl elmamız ve top yazılım ağırlığında ülkemizin yüz akı projeleridir. Ancak, bizim global yazılım ekosisteminden daha fazla pay ay alabilmemiz için ve ekosistemi güçlendirmemiz gerekiyor. Bunu da ancak yazılımı herkesin yapabileceği bir kolaylığa indirgeyerek yani içimizdeki yazılım ruhunu dışarıya çıkartarak uyandırarak yapabiliriz. Bunun yolu da eğitimdir. ITO olarak

Biz de bu konuyu kendimize dert edindik. Ülkemizi ve insanımızı bu alanda nasıl daha yukarı taşıyacağız? Düşüncesinden hareketle yaptığımız çalışmalara projesini ekledik.



Bugün aramızda bulunan sektördeki dostlarımızla bir yol haritası belirledik. Bir yapı oluşturduk yine yaptığımız görüşmelerle incelemeler sonucunda Türk iş dünyasının hangi alanlarda nasıl yazılımcılara ihtiyaç duyduğunu belirledik. Neticede yedi ana başlık belirlendi

bu başlıkları bilişim güvenliği mimarı ve görünüş sistemler olarak tespit ettik”dedi

Front-end, Back-end, Mobile, Game Developer, Veri Analitiği, Bilişim Güvenliği, Embedded Systems olmak üzere 7 ana ihtiyaç alanı tespit edildi. Bu 7 eğitim alanında 32 uzman eğitmenle çalışıldı.

160 saat online, 160 saat yüz yüze eğitim verildi

İstanbul Dünya Ticaret Merkezi’nde (İDTM) sınıflar oluşturuldu. 24’er kişilik üç sınıf, cihaz ve teknik donanım ile donatıldı.

Sürecin yönetilip, kontrol edilmesi için de www.softito.com.tr sayfası oluşturuldu.

Seçmeler tamamen objektif kriterler üzerinden gerçekleştirildi. Adaylar online olarak genel bilişim, yetenek, İngilizce, teknik bilgi ve sözlü teknik mülakata tabi tutuldu. Sonrasında önce 160 saatlik online eğitime alındılar. Proje/makale hazırlama ve çeşitli ödevler için yapılan bitirme sınavı sonrası ise 5 ayrı aşamada elemeyi geçen adaylar için yüz yüze eğitim süreci başlamış oldu. Çoğunlukla uygulamalı 160 saatlik yüz yüze eğitimde de aynı aşamalar takip edildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Hedefimiz belli; yazılım sektörüne güçlü insan kaynağı yetiştirmek, girişimcilik ile istihdam hedefli yazılım ekosistemi oluşturmak” dedi.

Avdagiç, “7 farklı eğitim başlığında neleri öğretmek gerektiğini uzun araştırmalar sonucunda belirledik. Akademideki eğitim müfredatı hem en güncel bilgi olsun hem piyasanın ihtiyacını karşılasın hedefi ile yola çıktık. Müfredatın nasıl olacağına karar verildikten sonra bu eğitimleri en iyi verebilecek olan, akademik yönü yanında piyasa bilgisi de olan eğitmenler belirlendi. Türkiye’nin her bölgesinden yaş, maddi durum, eğitim, cinsiyet ve bunun gibi kısıtlamalar olmaksızın belirli niteliklere sahip tüm gençlere bu site üzerinden başvuru imkanı sunduk” açıklamasında bulundu.



SoftITo Yazılım-Bilişim Akademisi mezunlarının 3’te 1’ini kadınlar oluşturdu. Akademiye 81 ilin 52’sinden başvuru geldi. Ayrıca, Azerbaycan, KKTC, Almanya, İsviçre, Avustralya, Fransa ve Karadağ olmak üzere 7 ülkeden de başvuru yapıldı. Mezun olan 146 kişinin 3’ü lise, 15’i ön lisans, 119’u lisans, 6’sı yüksek lisans ve 3’ü ise doktora mezun veya öğrencisinden oluştu.

Akademi mezunlarının özgeçmişleri, eğitim boyunca hazırladıkları projeleri, ödevleri, sınav sonuçlarını içeren portfolyoları, www.softito.com.tr web sayfasında iş dünyasının bilgisine sunuldu. Mezunların ilgili üyelere, teknoparklara, Teknoloji Geliştirme Merkezlerine (TEKMER) tanıtılmaları için çalışmalar sürüyor. SoftITo henüz çok yeni olmasına rağmen istihdam ve staj imkanlarında başarı sağlandı.

Törende ayrıca İTO Yönetim Kurul Başkan yardımcısı Mehmet Develioğlu’da konuşmasında Dijitalin öneminden yaptıkları bu hizmetden ülke ticari dünyasına olacak olan katkıları sıraldı.

Diplomalar verilmesinden ve toplu aile fotodan sonra tören sona erdi


yilmazparlar@yahoo.com

 


6/19/23

Seçim Sonrasi Türkiye Ekonomisine Bakiş-Yılmaz Parlar

  Seçim Sonrasi Türkiye Ekonomisine Bakiş


Mardinli İş Adamları MARİŞ aylık Geleneksel MARİŞ cumartesi buluşmalarında konuk konuşmacı olarak, TGRT Haber Ekonomi Müdürlüğü. Türkiye gazetesinde köşe yazarlığı ve İş Dünyası Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevlerini sürdüren Celal Toprak’ı ağırladı.



MARİŞ Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Akkuş açılış konuşmasında; “Bildiğiniz gibi çok yakın zamanda çok önemli bir seçimi geride bıraktık. Bu seçimle beraber bekleme ve durağanlık sürecini de geride bıraktık. Şimdi artık hepimizin gözleri bundan sonra açıklanacak yeni reformlara çevrilmiş durumda. 


Ülkemizin ekonomik büyümesini arttırmak için izlenen stratejiler ve benimsenecek ekonomi modelleri büyük önem taşıyor. Tabii ekonomi bir yandan büyürken, bir yandan da bu büyümeyi sürdürülebilir kılmak adına yeni kaynaklar yaratmaya yönelik politikalar da hayati derecede önemli. 



Hızla ekonomi gündemine dönmek zorundayız. Yeni yatırımların yapılması, fabrikaların açılması bunun için de ulaşılabilir kredi olanakları sağlanması ihtiyacı bulunuyor.” Sözlerinden sonra seçim sonrası sürecin değerlendirmesini yaparak öngörülerini paylaşması için Celal Toprak’ı kürsüye davet etti. 



Türk Lirasının değer kaybı, liranın çöküşünün yanı sıra, tarihi Yüksek enflasyon, fiyat artışları ve hayat pahalılığı, yüzde yiminin üzerinde işsizlik, akaryakıt fiyatları, açıkların artması ve döviz rezervlerinin azalmasıi (yüksek cari açık ve döviz sorunu), Kur korumalı mevduat hacminin yüz yirmi  milyar üzeri dolara kadar yükseldiği, sorunlar kadar; 

Dövizden dönüşümlü KKM’nin sona erdirilebileceği yönündeki, Maliye Bakanlığı görevine yapılan atama ve merkez bankası yönetimindeki değişiklikler, seçimlerden sonra uygulanacak ekonomi politikaları hakkında daha fazla rehberlik niteliği taşıyacağı için önemli işaretler beklentileri, kötüleşen kriz rotasını değiştirmek enflasyon ve yaşam standardının düşmesinden kaynaklanan sorunları hafifletmek, kurallı piyasa ekonomisine dönüş durumu gibi konular Celal Toprak’ın görüşlerine cevap beklentisi katılımcıların ortak istemiydi



Celal Toprak anekdotlarla sorunlara ve öngörülerine değindi. Yüksek değişken enflasyonun iniş çıkışlarına tansiyon hastalığı örneğiyle anlatdı. Yüksek veya alçak tansiyon olduğunda alınan ilaçla yaşam standartın devam edilebildiği ancak devamlı inen çıkan için reçetenin zorluğu örneğiyle mükemmel bir şekilde izah etdi. Dövizin Doların piyasa pazarındaki gerçek değerini ve merkez bankasının düşük faizin olmasına rağmen, gerçek piyasadaki fazin gerçek faiz olduğunu vurguladı. Maliye Bakanın uyumlu toplantılarıyla mesaj yerine kurum üyelerin sorunlarını isteklerini dinlediğini böylece çok iyi yol haritası oluşabileceğinin altını çizdi.

Katılımcıların sorunlarını cevaplayan, Celal Toprak ülke bizim hepimizin çözüme iştirak etmemizi hatırlatdı.

Toplantı aile fotoyla sonlandı.

yilmazparlar@yahoo.com

6/12/23

DMW Avrupa Türkiye Arasındaki Köprüye Devam-Yılmaz Parlar

  DMW Avrupa Türkiye Arasındaki Köprüye Devam

Avrupa Birliği Komisyonu ve Birleşmiş Milletler ECOSOC’a akredite olan DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği, etkin bir sivil toplum kuruluşu olarak, Avrupa Türkiye Köprüsü dinamikliğini sürdürebilir kılmaya devam ediyor.



Türkiye-AB ilişkilerin Gelişmesine katkısı haricinde ekonomi, sosyal, kültürel, siyasi alanlarda da ilişkilerin gelişmesine önemli katkı sağlıyan DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği Florya Elite Hotelde bir toplantı daha gerçekleştirdi.



Avrupa Birliği Komisyonunun desteği ile kurulan DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği Onursal Başkan Türkiye sevdalısı Gunther Meinel, Genel Başkan Ferhat Bozçelik, Yönetim Kurul üyesi Fahri Ustaoğlu birer konuşma yaptılar. 



Bloomberg Tv den Şebnem Schaefer’in üstlendiği ve İsviçre DMW Temsilcisi İş insanı Halil Sert’in ev sahipliği yaptığı toplantıda Duesseldorf Wicu firmasından CEO Siegfried Benedict Paulus ve Roggendorf firmadan Henning Reinecke faaliyetleri hakkında bilgi verdiler.

Gunther Meinel, Genel Başkan Ferhat Bozçelik, Yönetim Kurul üyesi Fahri Ustaoğlu’nun konuşma odaklarında stratejik olarak, önemli bir yerde duran Türkiye ve AB arasında siyasi ve ekonomik bağları güçlendirmek için her türlü argümanı kullanmaya devam edeceklerini söylediler.



Senatörler Birliği içerisindeki köklü şirketleri ve dernekleri Türkiye’ye getiren DMW -Uluslararası Diplomatlar Birliğinin çalışmalarına devam edeceklerini, yabancı yatırımı Türkiye’ye getirmek isterken çok yerinde bir ülkeye yatırım olacağının altını çizdiler. Türkiye’nin çok özelliklere sahip avantajlarını vurguladılar. Ayrıca İş insanların iş birliğini yapabilmeleri için yeterli platform oluşturacaklarını altını çizdiler.  

Gerçektende; Potansiyel iş birliği hakkında eksiksiz bilgi edinmek, onlarla iletişime geçtiğinizde kiminle karşı karşıya olduğunuzu bilmenizi sağlamak için iyi bir iş adamı için her zaman bir norm olmuştur. Gerçek zamanlı küresel işlemler, kapsamlı bilgilerin bugünde önemli olduğu, tüm paydaşlar için çok ilgili olduğu anlamına gelmektedir.



Bu nedenle DMW -Uluslararası Diplomatlar Birliğin misyonu ve planları çok yerinde ve önemlidir.

Henning Reinecke, Taşınma , depolama ve nakliye bir güven meselesi olduğunu, gerek Almanya içinde gerekse  uluslararası olarak ikamet yerinizi değiştirmek istediğinizde, eşyalarınızın depolanmasına ihtiyac halinde hızlı ve ucuz hareket eden şirket olduklarını açıkladı.



Siegfried Benedict, Tıbbi-teknik alanda araştırma ve geliştirme için bir enstitünün işletilmesi. Faaliyet alanları, ürün geliştirme tıbbı, eczacılık, teşhis, sağlık, araştırma, patent ve lisans kullanımı, danışmanlık hizmetleri, tıbbi ürün geliştirme ve araştırmaları yapan firmasını tanıtdı.



Toplantı sonrası Müzik eşliğinde Gala yemeği verildi. Yemek esnasında ve sonrasında, katılımcılar iş konuları ve birlikte yapabilecekleri hakkında bilgi alış verişinde bulundular.

yilmazparlar@yahoo.com


3/11/23

2023 MART -İTO Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar

  2023 MART -İTO Meclis Toplantısı


Afetlere Karşı En Hazırlıklı Ülke Olmalıyız.


İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, İTO’nun 2023 Mart ayı Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada “Afetlere karşı en hazırlıklı, afetler sonrasında da en hızlı ve etkili tepki verebilen ülke olmalıyız.” dedi



İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Bunun için de eğitimimizi, mevzuatımızı ve bürokratik yapımızı yeniden kurgulamamız gerekiyor. Kanuna rağmen, fiili durum oluşmasına asla müsaade etmemeliyiz.”sözlerin altını çizdi.


İTO’nun Mart 2023 ayı Meclis toplantısının güncelini şubat ayı toplantısı gibi yaşadığımız deprem felaketi oluşturdu. Odak noktasını İTO olarak üzerlerine düşeni, deprem bölgesine yaptıkları ve yapacaklarıydı. 



Meclis Başkanı Dr.Erhan Erken özetle  “İş dünyası olarak bizler de ekonomik hayatın bir an önce normalleşmesi için elimizden geleni yapmak zorundayız. Bu 11 ilde GSYİH Takriben % 17 bir noktaya sahip. Bu önemli bir olay. Türkiye'deki ihracatın % 8.5 gerçekleştiriyor bu şehirler, tarım alanları içindeki payları % 20 ‘e yakın. Bölge nüfusu 13.5 milyon diye ifade ediliyor” gibi bilglerle oradaki insanların bölgeyi terk etmemesi için, ekonominin şartlarını bir an evvel çevirmeye başlanmasını, belli desteklerin verilmesi gerektiğini dile getirdi. 


Orada yeni bir hayatın inşa edilmesinde hepimize çok iş düşüyor


Meclis Başkanı Erken, “Yani hem insanların derdine çareleri hem de motivasyonunu devam ettirmemiz lazım. Tabii bu arada bir husus daha var. Insanların tabii ihtiyaçlarının giderilmesiyle birlikte bölgedeki insanlarımızın, özellikle çocuklarımızın da dahil, gençlerimizin de dahil olmak üzere Kültürel hayat, eğitim, bunlar üzerinde de durmak gerekiyor.” İfadeleriyle her konuda zarar gören yurtdaşlarımıza birlik beraberlik içinde üzerimize düşeni yapmalız diyerek İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’i konuşması için kürsüye davet etdi.





Sanayi ve Ticaret Belli Merkezlerde Sıkışmaması Gerek


İTO Bakanı Şekib Avdagiç, “İTO'nun üyeleriyle birlikte bölgeye şu ana kadar yaptığı yardım miktarı 220 milyon liraya ulaştı. İTO’nun Deprem Koordinasyon Merkezi’nden bölgeye 108 tır ve 8 uçakla yardımların gönderildi.” gibi yapılan yardımların bir kısmını paylaştı.



Avdagiç “Sanayi ve ticaretin belli merkezlerde sıkışmaması gerektiğidir. Belirli bölgelerde yoğunlaşan sanayi ve ticaret, hem bölgeler arası kalkınma ve refah seviyesini olumsuz etkiliyor hem de ekonomik ve sosyal riskleri artırıyor.” Görüşleri ile birlikde, bölgede üretimin canlandırılması önemine vurgu yaptı.



Avdagiç lojistik faktörlerin öne çıkmasına karşı, “Ülkenin hızlı demiryolu ağlarıyla örülmesi ve limanlara hızlı erişimin sağlanması lojistiği sorun olmaktan çıkaracaktır. Bu da üretimin ve sanayinin ülke geneline yayılmasına zemin hazırlayacaktır.” Yapılması gerekenin altını kalın çizdi


Ayrıca yapılan elzem yardımlardan bazıları


Oksijen tüpü, yiyecek ürünlerin uzun süre muhafazasını sağlayan termo boxlar, yakmaya hazır odunlar, çadırlar, ilaçlar, gibi rutin ihtiyaçlarla birlikde gönderdiklerinden örnekler verdi. Devletle,TOBB ile koordinasyon halinde çalışmalara devam etdiklerini ifade etdi. 


Avdaagiç İstanbul sanayisinin uzaklaştırılması görüşlerine karşı İstanbul’un GSMH 'nın % 30.4 ünü oluşturduğunu yaklaşık olarak bunun parasal anlamı 300 milyar dolar örneğiyle uzaklaştırılması yerine yapıların sağlamlaştırılmasını vurguladı.



8 Mart Dünya Kadınlar günü ve 18 mart Çanakkale ile ilgili konuşmalar gerçekleştiren Avdagiç, Mehmet Akif Ersoy’un kublelerinden söz ederek ruhda güçlü ve beraber olmamızı vurguladı.

Meclis üyelerin konuşmalarıda yine deprem ile ilgili yardım konularıydı.


yilmazparlar@yahoo.com

1/14/23

İTO Ocak 2023 Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar

  İTO Ocak 2023 Meclis Toplantısı

Başkanlığını Şekib Avdagiç!in yaptığı İstanbul Ticaret Odası (İTO) aylık meclis toplantısını 12 ocak 2023 Perşembe günü gerçekleştirdi.



İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken açılış konuşmasında ekonomik rakamlar paylaştı. Ticaretde duygusal davranışla olumlu rol oynanacağını vurguladı. Yapılan faaliyetlere değindi.



 Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ve Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, İstanbul emniyet müdürü ve yardımcılarıyla, Oda Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile bir araya geldiklerini önemli konuları müzakere etdiklerini aktardı.

Gündem maddeleri okundukdan sonra İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’i kürsüye davet etdi.

Başkan Şekib Avdagiç, “İlk meclis toplantısını sizden olumlu katkılarıyla ortaya koyacağımız yeni perspektifler de çok daha verimli geçmesini diliyorum. Toplantımızın ekonomik ve ticari hayatımıza da hayırlı konuda getireceğine eminim. 



Ocak ayının istanbul Ticaret Odası camiası için gerçekten farklı bir anlamı var.15 ocak 1882. Dersaadet yani istanbul Ticaret Odası olarak resmen faaliyete başladığımız kapılarımızı istanbul'da tüccarlara açtığımız tarih bundan 3 gün sonra 141.inci yılına gireceğiz. 

İTO Türkiye'de üretim teknolojisi yerleşmesine üretim için gerekli ulaşım ve mevzuat altyapısının oluşmasına katkıda bulundu. Türk özel sektörünün oluşumlar girişiminde ve dünya açılışına adeta rehberlik etdi. 141 yılımıza gireceğimizi şimdiden yılınızı kutluyorum. “dedi

Avdagiç, özetle  “Pandemi sonrası toparlanma süreci arkasından ortaya çıkan Rusya, Ukrayna savaşı ile beraber enerji başta olmak üzere piyasa yaptığını biliyorsunuz.

Bu yükseliş, son 45 yılda bütün dünyada farklı farklı karşılığı olsada rekor enflasyon verilerinin gelişmesine yol açtı. 

Merkez bankaları bununla mücadele için bir şekilde faiz artırma yoluna gittiler. 

Dünya ekonomisindeki tehlikeler ve riskler geçmiş değil. Belirsizlikler çok fazla. 

Resesyon ya da zayıf büyüme daha yüksek işsizlik anlamına geliyor.

Bu arada dünyadaki enflasyon seviyesi, gevşeme politikalarıyla ve artışa rağmen faiz oranlarıyla maalesef uyumlu değil.  



Dünya ekonomisindeki tüm bu saydığımız belirsizlikler, resesyon ve sıkılaşma, dış ticaretimizin içinde deniz oluşturuyor 

Ekonomik istikrarın sürmesi, ülkemizin geleceği için çok önemlidir. Ekonomi, ekonomik ve siyasi istikrarın birinci koşulu.

Çünkü çalışma hayatındaki dengeler, barışın, üretimin, istihdamın ve ihracatın itici gücü olduğunu biliyoruz.” Şeklinde konuşmasını sürdürdü.  

Avdagiç, "Zincir marketlerin birbiri ardına birçok üründe fiyat dondurmaya gitmesinin son derece değerli olduğuna inanıyoruz." Dedi

Ekonomik rakamlarla ilk çeyrek ve yıl yarısının öngörülerini yaptı.


 

Avdagiç,   "Hem 2023 yılında uygulanacak yeni asgari ücret artışını hem de EYT’ye getirilen çözümü iş barışı ve toplumsal refahın tesisi bakımından önemli adımlar olarak görüyoruz. Çalışanların enflasyon karşısında kaybettikleri alım gücü, mutlaka korunmalı ve üstüne makul oranda da refah payı verilmeli. EYT’yi de çalışma hayatımız için bir tazelenme fırsatı olarak görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.



Komite üyelerin komiteleri hakkında konuşmalarında sonra Başkan Şekib Avdagiç değerlendirme yaptı.

yilmazparlar@yahoo.com


12/07/22

14. Türkiye'de İş Dünyası Dergisi-Dijital Ekonomi Zirvesi-Yılmaz Parlar

 Dijital Ekonomi Zirvesi


İş Dünyası Dergisinin 14.sayı lansmanında eş zamanlı olarak, oldukca hiperaktif geçen son derece faydalı ve başarılı “Dijital Ekonomi Zirvesi” de düzenlendi.



Ticarileşmeyi Bekleyen Fikirler, Kripto Para Borsaları Piyasa İçin Ne Değer Üretmeli?, E-ticaret ve E-ihracattan e-hayata” konulu paneller yoğun ilgi gördü

Dijital Ekonomi Zirvesi, Türkiye'de İş Dünyası Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Celal Toprak ve protokol açılış konuşmasyla birlikde başladı.



Ekonomiyi Ölçmek zorlaştı


Bugünün ekonomisindeki yenilik, büyüme ve iş yaratmanın en önemli itici gücüdür. Dijital ekonomi, işletmelerin çalışma şeklini değiştirdi ve onlar için yeni fırsatlar yarattı. 


Aynı zamanda tüketicilerin davranış biçimini de değiştirdi ve onlara daha fazla güç verdi. Bu değişikliklere rağmen, giderek dijitalleşen dünyanın ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini anlamamıza yardımcı olan çok az istatistiki bilgi mevcut. Giderek Dijitalleşen Bir Dünyada Ekonomiyi Ölçmek zorlaştı.



Teknoloji ve sosyal trendlerin sağladığı ekonominin dijitalleşmesi, ekonomik aktörlerin davranış biçimini değiştiriyor. Kısa bir süre önce, çoğu insan tatil rezervasyonu yapmak için bir seyahat acentesi kullanır ve yeni bir çift ayakkabı almak için "gerçek mekanda faaliyet gösteren" bir mağazaya gider veya en yeni filmleri izlemek için bir DVD veya VHS kaseti kiralardı. 



Bugün, bunu evlerimizin rahatlığında yapabiliyoruz. Her şeyin dijitalleşmesi hem iş hem de kişisel yaşamımızı dönüştürürken, şu anda ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri anlamamıza yardımcı olacak çok az bilgi var. Bilginin her yerde olduğu Google gibi basit bir komutla elde edilebildiği dijital çağda, dönüşümü anlamamıza yardımcı olacak temel istatistiklerden yoksun olmamız oldukça ironik. 


İhlas Medya Grubu bünyesinde yayınlanan Türkiye'de İş Dünyası Dergisinin yeni sayısının açılış konuşmasında Celal Toprak "İş dünyası ile start-up'ları buluşturan bir misyon üstlendik" sözü zirveyi özetlediği gibi dijitalleşen ekonominin Türkiye'nin ekonomik anlamda gelişmesinin önünü açacabileceğinin altını çizdi.





Dergi içeriğinde dijitalleşmeyle, teknolojiyle ilgili konuların yer aldığını belirten Toprak,  İş dünyası ile start-up'ları buluşturan bir misyon üstlendiklerini vurgulayarak, “Bu köprüyü kurmanın Türkiye ekonomisi adına önemli bir konu olduğunu düşünüyoruz. Dijital olmayan ekonomiler gelecekte olmayacak. Bunun farkındalığını sağlamalıyız. Hayatın her alanında dijitalleşebilirsek farklı bir kulvara girmiş olacağız. İş dünyası dergimize sahip çıktı, iş dünyasında bir boşluğu dergimizle doldurduk'' sözleriyle birlikde, Cumhurbaşkanlığı himayesinde sürdürülmekte olan ve yerel ekonomiye destek amaçlayan “Beni Hafife Alma” Projesiyle Konuşması sürdürdü. 

Beni Hafife Alma” projesiyle Ordu’da başlatılan yumurta üretkenliği ve dünyaya ihracat seferberliği gibi çok çeşitli ürünlerle tüm Türkiye şehirlerine yayılması misyonunu da ilave etdi. 

Panellerde; Ticarileşmeyi Bekleyen Fikirler ve başarılı Hikayelerde Moderatör Dj Mod Kurucusu Doğukan Kılıç Varmı APP Kurucusu Halil İbrahim Yüksel’e Startup hakkındaki sorusuna, Yüksel, insanların günlük ihtiyaçlarına yakın çevrelerinde çözüm bulmalarına yardımcı olmak için bir “hizmet marketi” olarak oluşturulmuş, Türkiye merkezli bir start-up'olduğunu belirtdi. Varmı kapsamındaki hizmetler, onarımdan öğle yemeğine kadar oldukça geniş olduğunu, kişilerin gerek kendi mesleki alanları dahilinde hizmet vermek, gerekse hizmet almak için Varmı'ya üye olabileceklerini izah etdi.

Kripto Para Borsaları Piyasa İçin Ne Değer Üretmeli?,: Levent Karadağ, “Yine metafor sokak savaşlarına baktığımızda da oradan logosu hukukçularla normal hukukçuların savaşları başlayacak. Yani bu aslında şöyle de getiriyor, blockchain'in kripto parası, borsaları insanlar yavaş yavaş durmalı işlerin başına geçmeye başlayınca farklı bir yere getirebilirler Türkiye'yi. Yani Türkiye'deki işsizliği de değinmek açısından 10 sene evvel. Ingiltere'de yaklaşık olarak 30 tane gençlik merkezini gezdiğimde üniversite okuyan kimseye rastlayamadım. Doğrudur çünkü gerek yok ki, okumuyorum diyor. Zaten bir gelir durumu var. O nedenle gerçekten yani benim alanım. Firmaların şu andaki kafası karışık insanların nereye yatırmaları gerektiğini ama bu gençlere güvenmeleri belki 12 sefer atacaklar ama doğru çıkacaklar aksi takdirde. Hiç olamayacaklar diye düşünüyoruz. Yani yeni dünya üzerinde evet bu. Böyle bir iş yapmak istedim hâlâ. Şimdi 3 sorunu olarak 2023 döneminde. Nasıl bir pazarlama stratejileri gelirsiz diyorsunuz? Neden yapmak istiyorsunuz, nasıl bir planınız olacak? Diğer taraftan da hanımefendinin dediği gibi aslında teknoloji firmaları. Aslında Türk teknoloji firmaları bugün. Mercedes diyor ki rakiplerinden korkmuyorum. Bu bulunmayan işlenmez, korkuyorum diyor. Şimdi baktığınız zaman Amazon banka gibi çalışıyor hem kredi kartı veriyor. Aynı zamanda bankaların diğer firmalarda yavaş yavaş bankalara hizmet sunan firmalar. Kendiniz banka olmaya. Bu önerge sizlerin yani yeni. 2023 te nasıl bir pazarlama stratejileri duruyorsunuz, nasıl bir öngörüleriniz var? Sorulara ortak cevaplar;


Dijital ekonomi insanların mal ve hizmetler için ödeme yapma şeklini değiştiriyor 


Kripto para birimlerinin ortaya çıkışı ve büyümesi, düzenleme ve güvenlik hakkında birçok soruyu gündeme getiriyor Bu, politika yapıcıların, işletmelerin ve bireylerin, giderek daha fazla dijitalleşen dünyanın sosyal ve ekonomik sonuçlarını daha iyi anlamalarını sağlayacaktır.


Panellere  katılanlara ve başarılı olanlara plaketler verildi


yilmazparlar@yahoo.com


10/12/22

Gastronomi Turizm İlişkisi -Yılmaz Parlar

 Gastronomi Turizm İlişkisi 

7-8-9 Ekim 2022 Tarihlerinde gerçekleşen 4. Afyonkarahisar Gastronomi Festivali kapsamında panellerde düzenlendi. En önemli en yoğun ilgi gören panellerden biri,  Gastronominin Turizm ile  İlişkisi konulu paneldi.



Gastronomi turizmde büyük bir varlıktır. Kültürün bir parçasıdır ve ülkelerin gelenekleri, iyi bir mutfak, herkes için ilgi çekicidir, çünkü hepsi iyi ve lezzetli yemekleri denemek isterler.

Son yıllarda, turizm deneyimlerine ve gıda ile ilgili cazibe merkezlerine giderek daha fazla önem verilmektedir. Küreselleşme güçleri, yerelleşme ve gastronomi ile gıdanın bölgesel ve ulusal kimlik kaynağı ve ekonomik kalkınma kaynağı olarak kullanımı arasındaki ilişkiye özellikle dikkat edilmektedir.

Kalkınma programları, pazarlama faaliyetleri ve turizm ile tarım arasındaki iletişimi içeren gastronomi turizminin gelişimi ile ilgili çok çeşitli çalışmalar yapılmaktadır 

Gastronomi, turistik destinasyonların geliştirilmesi, sürdürülebilirliği ve konsolidasyonu için kilit unsurlardan biri olarak kendini kanıtlamıştır. Özellikle gastronomi, kültür ve turizm arasındaki ilişkinin analizinde tarihi bölgedeki çeşitli restoranlarda yemek yiyen yabancı bir yerin kültürel kimliğinin bir parçası olarak gastronomiye verilen önemi göstermektedir.

“Gastronominin Turizm ile  İlişkisi” konulu panelin moderatörlüğünü Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar üstlendi.  TÜRSAB -Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın ve Antalya 7 Mehmet Restaurant’ın üçüncü kuşak temsilcisi Mehmet Akdağ panelistlerdi.

Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar açılış konuşmasında; “Yıllarca biz bu konuların içinde de olsak. Herhalde her şeyi öğrenmiş, sonuçlandırmış, bilmiş olmayacağız. En az 25-30 yılında bu işe kendini vermiş, TÜRSAB Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın ve 25-30 yıldır hem gastronomi hem turizm sektöründe yer almış, sektörün duayenlerinden Mehmet Akdağ ile bugün gastronomi turizmi ilişkisini anlatmaya çalışacağız.” dedi 

Ilk sözü hem TÜRSAB Türkiye Seyahat Acentalari Birliği Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın’a verdi

“Kartın, Turizmin aslında hepimizin hayatının bir parçası olduğunu, krizin son dönemde insanların ihtiyacı haline geldiğini, yeme içme zaten günlük hayatın bir parçası olduğunu, yeme içme uğruna seyahat etmenin son yıllarda popülerleştiği söyledi 

Ömer Kartın, “Ben yeme içme turizminin. İhtisas Başkanlığını yapıyorum. dediğiniz gibi sektörde 30 yılı aşkın yolculuğum var. 20 yıldır da kendi firmam ile alakalı turizmin dünyada farklı yerlerinde bunları yaptım. Sonra bana böyle bir görev verdiler. Teveccüh ettiler. Ben de İhtisas Başkanlığı görevini 2 dönemdir yürütüyorum.”  Şeklinde kendini ifade etdi



Kartın, “Her kentin görülebilir, bir yapısı bir kimliği var. Türkiye'de de faaliyet göstermek gerek. Afyon gastronomiye tercih olmuş, tebrik ediyorum ve gurur duyuyorum. Türkiye'nin önemli kentlerinden biri Adana’lıyım Adana'da bir festival var. Buradayım. Adana’ya gitmedim. Buraya geldim. Gastronomi turizmi demek, bir yerde yeme içme faaliyetlerini yaşamak üzere seyahat etmektedir. 

Özellikle bunu, Çok basit keyif uğruna yeme içme uğruna gidip bunu çoğunuz yapıyorsunuzdur. Hadi kalkıp gidelim. Şurada şunu yiyelim diye küçük manada doldurulacak. Gastronomi turizmi daha geniş paketler halinde tur operatörlerinin hazırladığı ve size o bölgenin, yani tarımından toprağından köylünün üretiminden, hasatından her şeyini anlatan turizm adı gastronomi turizmi diyorum. 

Türkiye'nin çok yerinde zengin mutfak var ama bu yetmez bakın buradaki unvan. Geçmişimize o yemek kültürüne sahip çıkmışsınız ve bunu ileriye götürmek için her türlü adım atılmış üreten mal satan var. Bir de yiyen olduktan sonra 10 numara bir döngü var. Mesela sergi alanında maketleri yapılmış. Ben çok etkilendim.” dedi

Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar, tescilli yemeklerden bahsederek, “Birçoğunu biliyorum ama bilmediğim 56 tanesi beni çok etkiledi. O yüzden hani çok doğru yolda kısa bir bilgi verelim, coğrafi işaretle tescil ürünlerimiz şu an 38 tane. 25 tane de başvuru aşamasında. Toplam 99 coğrafi işaret tescil başvuru markasında Türkiye'de ikinciyiz. Bu tabii bir süreç. 

Bunun pazarlama ticaret boyutu da var. Türkiye'de şu an zincir marketlerde Afyon ürünleri satılmaya başlandı. Avrupa Birliği, coğrafi işareti için başvurduk.” Dedikden sonra  Ömer Kartın’a

“Bu anlamda çalışmalarımız devam ediyor. 2 gün önce TÜRSAB  olarak güzel bir etkinliğe imza attınız, ilk defa Türkiye'de belki de dünya gastronomi şehirlerinde bir gastronomi treni faaliyetimiz vardı. Kısa bir bilgi alabilir miyiz sizden” 

Ömer Kartın “2018  bizim ihtisas Başkanlığı üyeleriyle bir arada toplantıda karar verdiğimiz bir proje. 

Malum dünyada gastronomi çok popüler. Bunun farkındayız zaten içindeyiz. bir de tren seyahati çok popüler. Bu ikisi de bir araya getirerek bir yolculuk yapabilir miyiz diye düşündük. 

Dünya örnekleri şöyle, lüks trenler var, trene çok sınırlı sayıda insan kabul ediliyor. Çok ünlü bir şef pahalı, bir menü hazırlıyor ve çok az kişiye nasip olabilecek bir seyahat oluyor bu. 

Biz böyle yapmayalım, biraz daha demokratik bir tren olsun. Uygun olabilsin. bir de lüksten ziyade yerele hitap etsin. Yerel şöyle olmasını istiyoruz, geçtiği bölgenin bizatihi özel yiyecekleri trende servisi verilecek. O kadar özel olsun ki hep mümkünse kentte de esnafta bulunmasın. Restoranlarda ki otobüste de aynı zamanda şehir esnafında da yemeğini yesinler. 

Restoranlara gitsinler, şehir restoranlarında tadını çıkarmaya devam etsinler. Oradaki daha ziyade köy kadınlarının yaptığı. En az kaybolmaya yüz tutmuş ama trende verebilecek kadar da pratiği olabilen önceden hazırlanmış evlerde direnin geçiş saatlerinde hazırlanacak belediyeler destek olacak. Burada çok önemli sizden de o yüzden çok ciddi destek gördük. 

Belediye lojistiği sağlayacak o kadar kooperatiften alıp trene ulaştırmayı sağlayacak ve trende de turistleri geçtiği coğrafyanın geçerken o bölgede kadınların hazırladığı yemeğin tadına bakacaklar. 

Çok özel bir tren dünyada eşi benzeri yok. Bu treni Türkiye'de birkaç yerde planladık. Adana'dan Niğde'ye, hatta Kayseri’ye kadar uzanan hatdı olacak. 

Afyon Dinar, Denizli hatdında olacak. Birkaç hatda, onlar sürpriz daha çalışmada olduğunu ilan etmiyorum. Yol boyunca yemekler yiyerek bir yerden bir yere ulaşmanız seyahatlerin parçası olarak kullanmaktadır. 

İstanbul'dan bir turist örneğin Afyon'a gelecek. Birkaç gün afyonda afyon'un tadına bakacak her türlü güzel şeyi test erek faaliyetler yaşadıktan sonra trene binip Denizli'ye gidip Denizli'ye aynı şekilde 1-2 günü geçirerek belki uçakla veya başka bir yolla geri dönecek.” Şeklinde projeyi açıkladı 

Mehmet Akdağ. “Ben bir turizm rehberi olarak şunu söyleyeyim, aslında bir numaralı turizm çeşidi gastronomi turizmi derim. Neden insanlar bir şehre ya da bir ülkeye giderken hiç gitmedikleri büyük şehre şu an dünya internet vasıtasıyla büyük bir kütüphane oldu. 

Gittiğimiz şehirde ya da ülkede ne yeriz diye bakarlar ilk önce. Mesela 2 ay önce bir toplantı için Brezilya'ya gittik. Biz dedik ki Brezilya'ya gittiğimiz zaman ne yeriz? 

Mesela Antalya'ya ilk kez gelenler Antalya'da ne yeriz diye bir araştırıyorlardır ya da ne bileyim Konya’ya gidenler İtalya'ya gidenler…

Bu anlamda aslında turizmin ilk temeli esası çeşitlilik sebebi gastronomi diye bir teorim var. Benim doğru aslında ne yeriz dedi derken şöyle orada ne yapıyor. Antalya'ya geldiğinde iyi bir İtalyan mutfağı da bulabiliyor, onlar da ön plana çıkabiliyor ama lokal yiyecekleri daha çok arıyoruz. 

Peki şimdi Türkiye'de sanırım bu konuda bir markalaşma başladı. Yani her şehir buna kafa yoruyor.” Açıklamada bulundu. 

İhsan Akar,   “Sizi de biliyorum Antalya'daki  bu işi olarak içindesiniz. Başka şehirlerde içinde biz gastronomide, marka şehir olduktan sonra 21 şehir, gastronomi, marka şehir dosyası verdi ve biz bu 21 şehrin altına danışmanlık yapıyoruz. 

Fahri olarak siz nasıl bir yol izlediniz diye Afyon'un yıllardır moda şehri olan unvanını biz biraz daha akademik ve unvanlı hale getirmeye çalıştık. 

Mehmet Akdağ “Asıl amacımız bu, şimdi siz de geldiniz. Biliyorsunuz yukarıdaki tarihi konaklarımızı bu işin içine soktuk. 610 konağımız var. 2 tanesi gastronomi faaliyeti yapıyor. Hem tarihi, hem kültürü hem turizm hem gastronomi birleştirmiş olduk. 

Biz gastronomi turizminde düzenlemeyi önem veriyoruz. Bütün mesele düzenleme örneğin coğrafi işaret alınıyor. Ama bunu kontrolü çok önemli. Kontrol edemezsek çok kaybederiz. Örnek hep aynı şeyleri konuşur. Rockford beyinlerini herkes söylüyor. Çünkü çok bilindik. bir marka fransızların küflü peynir eninde sonunda ama çok kıymetli olmasının sebebi kendini harika korumuş. Öyle bir korumuş ki sınırlarının ötesinde rockford köyün dışında bile rokfor markası kullanamıyorsunuz ve sıkı cezalarla bunu kanunlara yazma bilmiş. 

Biz bunu başarmalıyız. Yani coğrafi işaretli ürünlerimizi iyi korumalıyız ki bu da ulaştığımız zaman o zaman zaten hak edenin hakkını verdiğinizde yatırım yapan da daha çok devam eder. 

Yatırımına daha iyi işletmelerimiz çoğalır, daha çok kaliteli yerlere ulaşırız. Turist daha mutlu, oldukça daha da para harcar, daha büyük turizmi ulaşmış oluruz.” Şeklinde ifade etdi. 

İhsan Akar, “Afyon üzerinde sizin bir öneriniz var mı? Gastronomi turizmini hangi aşamaya çıkarmak için nasıl bir süreç işlenmeli, ne yapılabilir?” 

Mehmet Akdağ, “Şimdi çok değerli ürünleriniz var. Bunlarla aslında bazı yemekleri taklit etmeye çalışılmış. Bence bundan bir kurtulmalı, imza yemeklerini çıkartmalı. 

Mesela haşhaşi da kalkıp bir baklavanın içine kullanmayalım, yapılmış, bununla başka bir ürün yapalım. Mesela haşhaşlı unu yapalım. Başka bir şeyler yaratalım. Yani yaratıcılığın oradan çıkartmak lazım” dedi. 



İhsan Akar, “Aradan çıkaralım mı? 

Mehmet Akdağ “Evet, kreatif işler yapmak tamamen imza ürünleri olmalı bence evet.”

İhsan Akar, “ Bu festival için biz 7 oteli kapattı. Bak şöyle bir afyon'daki 5 yıldızlı yaklaşık 16 otelde toplam 30000 yatak kapasitemiz var. Tabii diğer otellerde de misafirlerimiz, müşterilerimiz, gelenimiz, gidenimiz var. bir hafta sonu hareketliliği açısından söylüyorum. Buranın turizm ilişkisine küçük bir örnek, 7 otel. Şu an sadece festival misafirleriyle dolu. Gastronomi turizmi ilişkisi açısından önemli.“ Soru cevapla panel sonlandı.

Panel doğrultusunda tüm fikirleri projeleri icraatları benimseyerek, gerçekdende; Çoğu durumda, tatildeyken dışarıda yemek yemek, tarihi yerleri ve müzeleri ziyaret ederken yaşananlarla karşılaştırılabilir yerel bir mirasın’ tüketimini içerir. Bununla birlikte, bu artan ilgiye rağmen, konuyla ilgili sistematik araştırmalar neredeyse yok olmuştur. Gastronomi ve mutfak mirasının turizmdeki rolü, gelişimi ve geleceği hakkında daha iyi bir anlayış geliştirmek için bu tür festivallerin yerinde etkinlik olduğunu söyleyebiliriz.

Birçok insan sadece gastronomik amaçlar için seyahat eder. Gıda, insanoğlunun temel ihtiyacıdır ve seyahat etmeye karar vermek için ana motive edici faktör haline gelir. 

Böylece gastronomi fenomeni ve dünyadaki rolü turizm keşfedilmeye değer. Bir ülkenin gelenekleri ve ayrıca yemek pişirme sanatı ve kültürü destinasyonun iyi mutfağının önemi çok yüksektir. 

Bölgenin veya ülkenin gastronomi markasını yaparak değerlendirmeli ve turistik tekliflere dahil etmelidir.

Gastronomi turizmi geliştirme planı olmalıdır.  Gastronomi turizmi katkıda bulunmalı sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi, ekonomiyi ilerletmek için itici bir güç olabilir, yeni işler, o alanda çalışan nüfusun gelirinin artırılması vs.

Bazen gastronomi, seyahat etme kararı vermede belirleyici rol oynar. Ayrıca turistlerin genel seyahatten memnuniyeti üzerindeki etkisi önemli. 

Dolayısıyla gastronomi ve turizm konuları çok

gastronomik bir marka geliştirmek ve turizmi teşvik etmek için önemli ve keşfedilmeye değer.

Sürdürülebilir kalkınma hedefleri,  gıda israfı, toplumun güçlendirilmesi için politikalar ve iş stratejileri belirleme,

iş yaratma, gastronomi turizminin daha iyi ölçülmesi ve daha iyi anlaşılması gereklidir.

Tüketici motivasyonları ve davranışları üzerine araştırma ve gastronominin ekonomik etkisinin ölçümü, turizm mesleki eğitim ve öğretimin temel olduğu durumlar gerektirir.

yilmazparlar@yahoo.com